“Ah ah nerde o eski Bayramlar!” serzenişi her Bayram öncesi dökülüyor dudaklarımızdan. Öyle pervasızca hem de… Hep bir özlem var çünkü geçmişe. Her şey daha güzeldi, daha tozpembeydi sanki. Bir de bir umursamazlık herkesin üstünde… Bir dakika durup düşünelim mi beraber? Neden eski Bayramlar güzeldi de şimdi aynı tadı alamıyoruz. Bayram aynı Bayram oysa… Sizi çok yormadan cevabını verelim; biz insanlar geçmişteki insanlar değiliz artık. Geçmişte Bayramların manevi bir değeri vardı, dini bir gün, özel bir gün olmanın ötesinde Bayramlar sevdiklerimizle bir araya gelmek, özlem gidermekti. Yani tam anlamı ile Bayram yaptığımız mutlu olduğumuz, sevdiğimiz ve sevildiğimizi hissettiğimiz zamanlardı. Oysa şimdi Bayram eşittir tatil… Henüz Bayram gelmeden otellerde yer ayırtılıyor, kurban kesilecekse derneklere vakıflara bağışlanıyor, Bayramdan önce ya da Bayramın ilk günü yola çıkılıp tatile gidiliyor. Oysa Bayram sabahı kahvaltısı diye bir şey var ki, ne kadar da lezzetli, keyifli olur. Kurban kesme telaşı mesela… Çocukların şeker toplama telaşı ya da akrabaları eşi dostu görüp hoş sohbet etme keyfi… Tüm bunlara zaman ayırmadığımız ve Bayram görevlerimizi yerine getirmediğimiz bir Bayram nasıl eski Bayramlar gibi olabilir ki? Olamaz işte… Bütün mesele de bu. Eğer biz Bayram için üstümüze düşeni yapmazsak, Bayramın da eski tadı olmaz ve söylenir dururuz nerde eski Bayramlar diye. Bayram namazı sonrası Bayramlaşma, ailece yapılan lezzetli bir kahvaltı, nefis ev baklavası ve yapılan nice ikramlar, bayram şekerleri, eşi dostu görmenin heyecanı ve hatta uzun zamandır görmediğimiz dostlarımızı görmenin mutluluğu… Tüm bunları ancak eski bayramları tatmış olanlar biliyor artık. Öyle bir zaman dilimi içerisine girdik ki artık, çocuklarımız eski bayramların tadını bilmiyor bile. Hal böyle olunca Bayram telaşı nedir bilmiyorlar. Bayram geldiğinde tatile gitmek isteyen çocuklarımıza kızma hakkımızda olmuyor bu durumda. Çünkü onlara bu keyfi yaşatmadık, Bayramların ne kadar güzel ve özel zamanlar olduğunu, dini bir gün olmanın ötesinde bir sevgi ve dostluk kutlaması olduğunu onlara anlatmadık. Bunu hissetmeyen çocuklarımız için Bayramlar birer tatil olmaya devam edecektir. Tren kaçıp gitmeden çocuklarınıza bu keyfi yaşatın, Bayramların ne kadar güzel zamanlar olduğunu hissettirin. Unutmayın ki insan hissetmediği hiçbir duyguyu bilmez ve hakkında yorum yapamaz. Bayramlar da öyledir, eğer “Nerde o eski Bayramlar!” diye serzenişte bulunuyorsak ve çocuklarımıza eski Bayramların ne demek olduğunu hissettiremediysek, o hissi bilmeyen çocuklarımıza kızmaya hakkımız yok. Yine bir Bayram öncesi siz de eski Bayramları yâd ediyor ve özlem duyuyorsanız, bu Bayramı eski Bayramlardaki gibi yaşamaya çalışın. Emin olun sizin bu haliniz çocuklarınız da etkileyecek, komşularınızı da akrabalarınızı da. Çünkü hepimiz eski Bayramlara hasretiz. Bugün özellikle belli bir yaşın üstündekiler, eski Bayramların hasretini bilir ama gençlere sorduğumuzda bir yorumda dahi bulunamıyorlar. Biz yetişkinler olarak bu konuda büyük bir hata yapıyoruz ve çocuklarımızı bu özel değerimizden mahrum bırakıyoruz. Hatta öyle bir noktaya geldik ki, bugün Noel gibi çeşitli kutlamalar ülkemizde Bayramlarımızdan daha çok itibar görüyor. Noel kutlamalarına sözümüz yok elbette ama kendi değerlerimizin bu kadar geri planda kalması son derece iç acıtıcı. Siz de bu Bayramı farklı yaşayın ve çevrenizde eski Bayramların tadını yaşatmaya çalışın ki, artan bir ilgi ile Bayramlarımıza sahip çıkalım. Mutlu, huzurlu, sağlıklı ve sevgi dolu bir Bayram geçirmeniz dileklerimle…
YORUMLAR