Tehlike sessizce evimize akıyor
Zeki Demir

Zeki Demir

Tehlike sessizce evimize akıyor

26 Aralık 2017 - 05:16

Neden sahip olduğumuz zenginliklerin kıymetini bilmiyoruz anlamak zor. Doğanın, tertemiz suların ne kadar kıymetli olduğunu tamamen kaybettiğimizde mi anlayacağız? Bugün Kahramanmaraş’ta herkesin aklında yer eden, pek çoğumuzun zaman zaman dile getirip şikâyet ettiği ama sonuçta kimsenin harekete geçmediği bir konudan söz ediyoruz. Su Kirliliği!

Bugün şehirde içilebilir su konusundaki sıkıntılardan söz ediyor, nereden ne şekilde temin edilebilir diye düşünüyor ve yüksek bütçeli projeler ile bu tür sorunları çözmeyi hedefliyoruz ama yanı başımızdaki zenginliği görmüyoruz. Aksu nehri muhteşem kaynaklardan doğuyor, bir araya gelerek onca yol kat ediyor ve insana temas ettiği anda tüm güzelliğini kaybederek adeta bir zehir haline geliyor.

Aksu Çayında yapılan çalışmalardan biraz bahsedecek olursak, Aksu 1, Aksu 2, Erkenez, Oklu ve Karasu İstasyonu olmak üzere 5 farklı istasyon belirlenmiş ve farklı tarihlerde bu noktalarda incelemeler yapılmış suyun durumu detaylıca gözlenmiştir. Sonuç ise korkunç… Bütün istasyonlarda kanalizasyondan kaynaklanan yoğun bir kirlilik tespit edilmiştir. Bu da insan sağlığı için son derece tehlikeli bir durum. Antibiyotik dirençli bakterilerin öylece hayatımıza karıştığını net bir şekilde görebiliyoruz. Yapılan çalışmalarda ağır metal durumuna da bakılmış ve her bir istasyonda farklı ağır metaller tespit edilirken, özellikle dikkat çeken nokta her bir istasyonda yoğun olarak kurşun varlığının tespit edilmesidir. Daha nice korkunç sonucun alındığı çalışma sonunda istasyonların çevresine baktığımızda aslında çok da şaşırılmaması gerektiğini görüyoruz. Çünkü arıtma tesisi bulunmayan fabrikalar, özellikle el sanatlarını adeta tarihe gömen tekstil fabrikaları, mezbahalar, çöp atma alanları, zirai ilaçlamaların yapıldığı tarım alanları ve de kanalizasyon atıklarının akarsu ile buluştuğu yaşam alanları karşımıza çıkıyor. Sonuçta ise dönem dönem suyun renginin farklı olduğu, kötü kokuların yayıldığı yönünde şikâyetler işitiyoruz. Gündeme gelip kaybolan bu şikâyetlerin dikkate alınması ise şehrin büyük bir zenginliğine sahip çıkması demek olacaktır.

İşin kötü yanı ise ne biliyor musunuz? Siz belki bu sulara temas etmediğinizi düşünseniz de çeşitli şekillerde bu sulara dokunuyorsunuz. Çünkü yoğun kirliliğin tespit edildiği sular Sır Baraj Gölüne ulaşıyor. Aksu’dan ya da Baraj gölünden yakalanan balıklar bu kirliliğe temas etmiş oluyor. Buralardan alınan sular çevredeki tarım alanlarının sulanmasında da kullanılıyor. Yani bir şekilde sofranıza dahi gelebiliyor. Hatta bazı noktalarda çocukların bu sularda yüzdüğü dahi görülüyor. Hala bir sağlık problemi yaşamamış olabilir ya da yaşadığınız sağlık probleminin bundan kaynaklandığını anlamamış olabilirsiniz ama bugün pek çok kişi, gelecek 30 yıl içerisinde bu şehrin insanlarının %40 oranında kanser olacağını düşünüyor. Yani adeta bir bombayı yanı başımızda tutuyor, çocuklarımızı da bu tehlike ile baş başa bırakıyoruz. Biz hangi şartları yaratıyor, çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakıyoruz ki onların gelecekte iyi olmasını umut edelim…

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar