Sureti Gölge Sevgili romanıyla tanınan Yazar Semra Üstündağ,
Kahramanmaraş’ta bu sene 4’üncüsü gerçekleştirilen Kitap ve Kültür Fuarı’nın
şehrin eğitim ve kültürel hayatına, Kahramanmaraşlı yazar ve şairlere katkısı
üzerine gazetemize değerlendirmelerde bulundu.
Fuarın Kahramanmaraş için çok önemli olduğuna dikkat çeken
Üstündağ, hiç okuma alışkanlığı olmayan insanların dahi popüleriteye ayak
uydurmak için de olsa fuara geldiğini ifade etti. Fuarın genel anlamda çok iyi
organize edildiğini aktaran Üstündağ, Kahramanmaraş’ın yazarlar ve şairler
kenti olarak anılmasını sağlayan yereldeki düşünce insanlarına daha fazla yer
verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Üstündağ, “Yazarlar biraz aykırı insanlardır. Toplumdan
ayrışmış insanlardır. Düşünce fikirleri zor insanlardır. Topluma ışık tutan
insanlar zor insanlardır. Biz onlara biraz daha ihtimamlı olursak daha güzel
olmaz mı? Tabi ki bu organizasyonda emeği geçen insanların çok güzel şeyler
düşünerek hazırladıklarını biliyoruz bunun farkındayız. Biraz daha özel
düşünülürse daha güzel olabilir. Bir şikâyet anlamında değil. Bizimkisi sadece
bir öneri” dedi.
FUAR KİTAP OKUMAYA
TEŞVİKİN KARŞILIĞIDIR
Fuarı genel itibariyle başarılı bulan Kahramanmaraşlı Yazar
Semra Üstündağ, fuara ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Genel itibari ile
çok güzel bir fuar. Kesinlikle halka topluma toplumu oluşturan bireylere
okumayı teşvik eden bir fuar. Bizim toplumumuz bizde biliyoruz ki kendi
gerçeğimizde kitap okumayı çok sevmiyor, böyle bir sorunumuz var. Fakat bizim
toplumumuz kitap okumayı sevecek diye biz öyle durabilecek miyiz? Tabi ki hayır.
Biz toplumumuza kitap okumayı sevdirebiliriz. Onlar okumasa bile ‘biz her türlü
hizmeti onların ayağına götürerek böyle bir ortamı hazırlayabilir okuru kitap
okumaya teşvik edebiliriz’in karşılığıdır bu fuar. Bu fuar, bunu anlatıyor.
Ayrıca kitap okumayı sevmiyor dediğimiz toplumun bu fuarda böyle bir etkinlik
düzenlendiğinde ne kadar itibar ettiğini ne kadar önemsediğini merak ettiğini
de görüyorum. Demek ki topluma doğru şekilde ulaşmak gerekiyor. Topluma doğru
şekilde ulaşınca toplum da o mesajı doğru bir şekilde alıyor. Kitap fuarının
Kahramanmaraş’a diğer şehirlerden gelen konuklarımıza, insanlara, yazarlarımıza,
analizcilerimize, gözlemcilerimize çok şey kattığını düşünüyorum. Bunun olduğunu
görüyorum. Gelenekselleştiği zaman çok daha büyük kitlelere ulaşabileceğini çok
daha büyük ses getirebileceğini de düşünüyorum. Bu fuarda emeği geçenleri
kutluyorum. İnanılmaz bir emek var.”
YAZARLARIMIZA ÖNCE
BİZ DEĞER VERMELİYİZ
Yazarlar için hazırlanan stantların biraz daha özenli
hazırlanmasının fuarın başarıya ulaşmasında önemli olduğunu aktaran Üstündağ, “Oralarda
biraz özensizlik söz konusu. Böyle fuarlar inanın ulusal bazda gazetelerde
küçük bir haber gibi yer alsa da insanların ilgisini çeker. Mutlaka yer alır,
mutlaka haber olur. Görsel veya yazılı olarak bir şekilde de olsa haber olur.
Bizim orda vitrine çıkaracağımız şeylere biraz daha özenli davranılması gerekiyor.
Madem biz Kahramanmaraş’a şairler ve yazarlar şehri diyoruz. O zaman yazarlarımıza
gerekli özenin gösterilmesi stantlarının daha özel hazırlanması olabilirdi.
Tabi ki böyle de çok güzel böyle de çok memnunuz; ama yazarlar ve şairler
şehriysek eğer biz yazarlarımıza önce kendimiz değer vermeliyiz, diye
düşünüyorum. Ben biraz titiz bir yazarım. İşimde çok titizim başka konularda
değil. İş söz konusu olduğunda çok disiplinliyimdir. Çalışmak beni asla yormaz.
Romanlarımı yazarken 18-20 saat arası çalışarak yazmıştım. Yani çalışmak benim
için sosyal aktivite gibidir. Yani hayatın kaçınılmaz şeyidir. Beni asla yormaz,
yaşam şeklidir benim için. Çalışmak yaşam şeklidir. İşimde çok titiz olduğum
için böyle büyük bir kitap fuarının şehirlerarası herkese duyurabileceğimiz
böyle bir kitap fuarının biraz daha ayrıntılara dikkat edilmesi daha güzel
olmaz mı diye bir düşünce. Tabi ki olabilir. Bu haliyle de çok seviyor emeği
geçenlerin, yorulanların yüreklerine, sağlık ellerine sağlık. Harika bir kitap
fuarı çok beğendim çok harika bir kitap fuarı” şeklinde konuştu.
SURETİ GÖLGE SEVGİLİ
TÜM İNSANLIĞI ANLATIYOR
Sureti Gölge Sevgili romanının evrensel hukuk, evrensel
ahlak, normlar, zıtlıklar, negatif, pozitif, artıyı ve eksiyi anlatan bir roman
olduğunu ifade eden başarılı Yazar Semra Üstündağ, romanın içeriğine ilişkin şu
bilgilere yer verdi: “Bu romanda insanların ne kadar acımasız olabileceği,
insanların ne kadar nankör olabileceği, insanların ne kadar merhametsiz
olabileceği var. Adaletliyim deyip ne kadar adaletsiz olabileceği var. Romanda 25
tane kısa hikâyeyi böyle kısa sözcüklerle resmettik. Biz orada okura; sen işte
vicdanlı mısın vicdansız mısın, diye sormadık. O hakkımız değil. Öyle bir
hadsizliği biz yapamayız. Orada bir hikâyeyle anlattık. Sonucunda o düşünceyi o
hissi o duyguyu okura bıraktık. Kendi içinde sorup ve sorgulamasının zeminini
hazırladık. Biz okura akıl veremeyiz. Biliyoruz ki herkeste akıl var. Fakat biz
okura yeni fikirler üretebilirsinin zeminini hazırladık romanda. Nedir?
Hukuksuzluk var mı? Hukuk nerde başlar diye bir soruyu okura düşündürmeye
çalıştık. Hukuk nerde başlar? Hukuk ailede başlar. Hukuk fakültelerinde eğitim
alınır akademik eğitim alınır.”
HUKUK AİLE FERTLERİ
ARASINDAKİ ADALETTİR!
Romanda hukuk kavramı üzerinde durduğunu anlatan Üstündağ,
hukuk üzerine şu açıklamalarda bulundu: “Hukuk; babanın eşine adaletli
davranmasıdır. Annenin eşine adaletli davranmasıdır, çocuklarına adaletli
davranmasıdır. İnsan ayrımı yapmamasıdır. Çocuk ayrımı yapmamasıdır. Erkek-kız
ayrımı yapmamasıdır. Dünyada insan dediğimiz varlığın cinsiyet ayrımı
yapmaksızın tek adı insandır. Tek bir tanımı vardır. İnsan. İnsan diyoruz o
zaman hukuk insan içindir. Biz güçlünün değil haklının yanında olmamız
gerektiğini insanlara hatırlatmak istedik bu romanda. Kötülerin ne kadar kötü
olabileceğini ya da kötülerin biraz da zemin hazırlanırsa ne kadar o yönünün
gelişeceğini anlatmak istedik. İyilik zemini hazırlanırsa hakikaten ilkeli ve
kendinden ödün vermeden insanlık yararına çalışabileceğini de anlatmak istedik.
Bu duyguların biraz önemsenmesini, unutulmamasını, maneviyat dünyamızın korunması
sakınılması gereken bir dünya olduğunu anlatmaya çalıştık. Kendi özümüzü
kaybetmememiz gerektiğini, insanların çağdaşlaştık, aydınlandık derken nereye
doğru yol aldığını düşündürmek istedik. İnsanoğlu kendi karanlığında yaşıyor da
biz mi farkında değiliz? O soruyu sormayı ve düşündürmeyi amaçladık bu romanda.
Onu amaçlayarak yazdık. Biz aydınlandık diyoruz. Hakikatte aydınlandık mı?
Yoksa kendi karanlığımızda yaşıyoruz da biz mi farkında değiliz? Bunun için de
çok şey anlatıyor.”
YENİ FİKİRLER
OLURŞTURMALIYIZ!
Sureti Gölge Sevgili romanında dünyanın ismini İsmicah Şehri
olarak adlandırdığını bildiren Üstündağ, son olarak şunları söyledi: “Bütün
dünyayı ve bütün insanları anlatan bir roman. Nedir? Burada kanlı kürek kemiği
limanı var. Normal hayatımızda böyle bir liman yoktur. Ama burada insanların
damarlarında dolaşan kanlı kürek kemiği limanı var. O limanda kaçakçılar var.
Bu limanda neyi çalıyorlar, neyi kaçırıyorlar, biz burada böyle yeni bir
tanımlama kavram veya yeni farklı sözcüklerle cümlelerle anlatırken; orada
okura bıraktık o düşünceyi. Biz burada kanlı kürek kemiği limanı diyoruz; ama
okur nasıl algılayacak? Onu okur düşünecek. Çünkü insan beyninin inanılmaz bir
donanımı var. Biraz bu sınırları zorlamak istedik. Yeni fikirler, ilim, bilim,
maneviyat istiyorsak; dünyaya veya yaşadığımız evrene veya yaşadığımız ülkeye
veya yaşadığımız şehre-aileye en küçük birime ininceye kadar evlatlarımıza
gelecek nesle bir şeyler yapmak bir şeyler katmak istiyorsak o zaman biz taklit
fikirlerden uzaklaşıp yeni fikirler oluşturmalıyız. Roman kahramanımız; ‘Sen
dostum değil miydin neden merhameti öğretmedin?’ diyor bir yerde. Neden
merhameti öğretmedin, diye soruyor. Merhametli gibi görünüp merhametsiz olan
çok insanlar tanıdım. Yani ikiyüzlülüğü aslında biraz da insan doğası gereği insanlarda
asla merhamet ve vicdanın olmadığını sadece karşısındaki insanların eğer
kendinden küçük bir konumdaysa acıma duygusuyla merhamet duygusu gösterdiğini
yoksa asla kendinden üst bir konuma geldiğinde onun hazımsızlığını yaşadığı bir
ikilemi de anlattık.”
YORUMLAR