Covid-19 ile birlikte özellikle bilgi kirliliğinin
neden olduğu “İnfodemi” salgınına çok dikkat edilmesi gerekiyor. Memorial Şişli
Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uzman Klinik Psikolog Gizem Mine Çölümlü, yeni
normale uyum süreci ve infodemi salgını hakkında bilgi verdi.
YENİ NORMAL YENİ
ALIŞKANLIKLARI BERABERİNDE GETİRİYOR
Tüm dünyada ve ülkemizde insanların hayatlarında ilk defa
bu ölçüde ve yaygınlıkta bir durumu deneyimlediği gözlemlenmektedir. Kısıtlanan
sosyal hayat, değişen çalışma saatleri ve düzeni, koronavirüs salgını sürecinin
yeni rutinlerini de belirlemiş durumdadır. Bu olağanüstü sürece karşı
insanların; şok, panik, korku, kaygı, çaresizlik, aşırı sinirlilik gibi yeni
bir duruma uyum sağlamanın da aşamaları olan yoğun duygularla tepkiler
verdikleri görülmektedir. Sağlıkla ilgili endişelerin üzerine ekonomik
kaygıların da eklenmesi, uyum sürecinin zorlaşmasına neden olmaktadır. Yeni
yaşam koşullarına adapte olmaya çalışmak, kişide stres başta olmak üzere birçok
farklı tepkiye neden olabilmektedir. Sıklıkla da esas sorun yaratan stres
değil; stresle baş etmek için kullanılan sağlıksız ve kişinin kendine zarar
verici davranış kalıpları olabilmektedir. Salgın hastalık anksiyetesini
psikolojik bir krize dönüştürmek, olağan ve iyi yöndeki yaşam akışını da
engelleyebilmektedir.
İNFODEMİ TOPLUMSAL
PSİKOLOJİYİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
Salgın hastalık anksiyetesini, psikolojik krize
dönüştüren ve virüsten daha tehlikeli bir diğer salgın da ‘infodemi’dir. Dünya
Sağlık Örgütü infodemiyi, bilgi kirliliği oluşturarak; kolektif travma
yaratmak, toplumların psikolojini bozmak, toplumsal bağışıklığı, direnci,
güveni veya tepkiyi ortadan kaldırarak; insanların ve toplumların ruh ve beden
sağlığını bozmayı amaçlayan bir salgın türü olarak tanımlamıştır. Güvenilir ve
bilimsel kaynaklara itibar etmek, infodemi salgını ile mücadelede en önemli
adımdır. Virüsün bulaşmaması için alınan önlemler kadar, ruh sağlığının
koruması için infodemi konusunda alınacak tedbirler de önemlidir. Bu
önlemlerden bazıları şunlardır;
* Gündemi güvenilir kaynaklardan asgari sıklıkta takip
etmek
* İnfodemiye karşı bilim insanlarının açıklamalarına
itibar etmek
* Sosyal mesafenin önemli olduğu bu günlerde, duygusal
mesafeyi azaltmak ve sevdiklerinizle sanal ortamlarda iletişimi sürdürmek
* Duygusal ve insani teması artırmak
* Fiziksel teması ruhsal ve zihinsel temasa dönüştürebilmek
* Akıllı telefonlarda artan haber akışını, ekran
karşısında geçirilen süreyi kısıtlamak
HİÇ ÖNLEM ALMAMAK
KADAR AŞIRI TİTİZ DAVRANMAK DA ZARARLI
Koronavirüsten korunmak için insanlar bir takım savunma
mekanizmaları yani defanslar geliştirebilmektedir. En sık görülen savunma
mekanizmaları arasında; “Bana bir şey olmaz” yaklaşımı ile “narsistik defans”,
“Paraya dokunduktan sonra 5 kez elimi yıkayıp, 3 kez dezenfekte ediyorum, 10
kez evi siliyorum” gibi söylemlerle ifade edilen obsesif defans gibi tablolar
bulunmaktadır. Koronavirüsten korunma konusunda uyulması gereken hijyen
kuralları çok önemlidir. Hiç önlem almamak kadar hayatın merkezine bu
tedbirleri koymak ve aşırıya kaçmak da doğru değildir. Elbette ki herkesin
ortak paydası, mevcut virüsün beden, zihin, ruh temasını alt etmek ve sürece
uyum sağlayabilmektir. Ancak her bir insanın iç gerçeklik, yaşam koşulları,
geçmiş travmaları ve kendini iyileştirme kapasitesine bağlı baş etme yöntemleri
de farklılık göstermektedir. Bilim insanlarının çalışmaları ve yönlendirmeleri
ile koronavirüsle etkin mücadele yöntemleri geliştirmek, yeni normale uyum
sürecini de kolaylaştıracaktır.
YENİ NORMALDE
BAĞIŞIKLIĞINIZ KADAR PSİKOLOJİNİZ DE GÜÇLÜ OLMALI
Son günlerde ülkemizde hayatın kontrollü bir şekilde
normale dönmesi sağlanmaya çalışılırken; sosyal mesafe, maske kullanımı, sık
sık el yıkama ve ortam temizliğinin günlük rutinlerimizin bir parçası olduğu
görülmektedir. Yaşam akışımızın tamamen değişmesine uyum sağlayamama ve bunu
kabullenememe durumu ise başta depresyon ve anksiyete olmak üzere birçok
psikolojik rahatsızlığı tetikleyebilir. Aynı zamanda psikolojik bir mücadele
olan koronavirüs salgını döneminde alınan fiziksel önlemler kadar, kişinin duygusal
ihtiyaçlarının farkında olması ve ruhsal yönden güçlü kalması önem
taşımaktadır. Bu süreci atlatmakta zorlanan ve yoğun kaygı durumundan
kurtulamadığını hisseden bireylerin profesyonel destek almaları büyük fayda
sağlamaktadır.
YORUMLAR