Memorial Etiler Tıp Merkezi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Haluk Mumcuoğlu, yeni yılı sağlıklı geçirmenin yollarını anlattı.
1-Düzenli sağlık kontrollerinizi yaptırın
Herkesin yılda bir kez mutlaka check up yaptırması gerekmektedir. Her yıl yapılan bu kontrollerin içerikleri yaş ve cinsiyet farklılıklarına göre düzenlenmektedir. standart check-up programlarının dışında yaşam tarzı, kişisel özellikler, alışkanlıklar, beklentiler ve ailevi yatkınlıklar incelenerek kişiye özel riskler belirlenmektedir. Check up taramalarında yapılan testler ve muayeneler sonucunda kişinin sağlık değerlendirmesi yapılmaktadır. Yeni yılı sağlıklı bir şekilde geçirmek için bu taramaların düzenli olarak yapılması önerilmektedir.
2-Vitamin ve mineralleri doğal yollardan almaya çalışın
Yapılan kan tarama testlerinde eksikliği çok görülenler; demir, B12 vitamini, folik asit ayrıca vücutta hızlı tüketilen D vitamini ve minerallerdir. Vitaminleri her zaman doğal yollardan almak en sağlıklı seçenektir. Bazı durumlarda kişilerin doğal yollardan aldığı vitamin ve mineraller yeterli gelmeyebilir. Örneğin gebelerin, emziren annelerin, büyüme ve gelişme çağındaki çocukların, mide bağırsak sisteminde emilim problemi olan kişilerin mutlaka vitamin ve mineral desteği alması gerekmektedir. Bütün bu destekler gerekli testler yapılarak, eksiklikleri belirlendikten sonra doktor kontrolünde alınmalıdır. Hastanın yaşına, cinsiyetine ve ek hastalıklarına göre eksik olan neyse onun tedavisi yapılmalıdır. Bilinçsizce alınan vitamin ve minerallerin faydasından çok zararı olmaktadır.
3-Dengeli beslenin
Beslenme düzeni ve miktarı kişiye özel olmalıdır. Yemek yerken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, doymak değil vücudun ihtiyacı olan besinleri sağlıklı ve dengeli bir şekilde tüketmektir. Protein, karbonhidrat ve yağ gibi makrobesinler ve bunların yanında vitamin ve mineraller gibi mikrobesinler mutlaka dengeli ve sağlıklı bir şekilde tüketilmelidir. Omega 3, kalsiyum ve fosfor açısından son derece zengin olan ve en sağlıklı hayvansal protein olan balık özellikle mevsiminde ve uygun pişirme yöntemleriyle haftada en az 2 sefer tüketilmelidir. Baklagiller, bitkisel protein ve lif açısından zengin olup prebiyotik özellikleriyle mide, bağırsak sağlığı için çok faydalıdır. Zeytinyağı en sağlıklı yağlar arasında yer almaktadır. Eğer kişinin ciddi bir kalp - damar problemi bulunmuyorsa tereyağı da tüketilebilir. Burada önemli olan tereyağının doğal ve katkı maddesiz olmasıdır. Kuruyemişler vitamin ve mineral açısından zengindir. Endüstriyel olarak işleme tabi tutulmamış, çiğ olarak ve miktarlarını abartmadan tüketmek gerekmektedir.
4-İşlenmiş gıdalardan uzak durun
Sebzeler özellikle lif açısından zengin olmaları, bol miktarda vitamin ve mineral içermelerinden dolayı her gün mümkünse çiğ veya az pişmiş olarak tüketilmelidir. Meyveler de kan şekerini çabuk yükselttiği için, ölçülü tüketilmesi gereken gruptadır. Glisemik indeksi yüksek meyvelerin aşırı tüketimi karaciğer yağlanmasına ve kan şekerinde ani yükselmelere sebep olmaktadır.Kanser riskini artırmalarından dolayı işlenmiş ve hazır gıdalar yerine ev yapımı yemekler tüketilmelidir. İşlenmiş gıdaları özellikle çocuklardan uzak tutmakta fayda vardır. Şeker ve şeker içeren gıdaların tüketiminin mümkün olduğunca az olması ve hatta uygulanabilirse hiç tüketilmemesi gerekmektedir. Şeker vücuda kısa ve uzun dönemde çok fazla zarar vermektedir. İşlenmiş beyaz unla yapılmış her türlü ürün şeker kadar zararlıdır bu yüzden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Karbonhidrat alımı mümkün olduğunca kompleks karbonhidratlar ile sağlanmalıdır. Ekmek tüketilecekse kepekli veya tam tahıllı buğday ile üretilen ekmekler tercih edilmelidir.
5-Probiyotik ve prebiyotik tüketimine özen gösterin
Vücut için faydalı olan bakteri ve mantarlara probiyotik, bu mikroorganizmaların beslenmesini ve çoğalmasını sağlayan besinlere de prebiyotik adı verilmektedir. Mide ve bağırsak sağlığını koruyan, vücut direncini kuvetlendiren ve desteklenmesine yardımcı olan probiyotik ve prebiyotiklerin mutlaka tüketilmesi gerekir. Probiyotikler ve prebiyotikler etkilerini zamanla göstermektedir. Mümkünse doğal yollardan, besinlerden alınması gerekmektedir.Ev yapımı olmak kaydıyla yoğurt, kefir, sirke, turşu özellikle lahana turşusu hem probiyotik hem prebiyotik içermektedir. Yine prebiyotik içeren baklagiller, brokoli, brüksel lahanası, soğan ve sarımsak bolca tüketilmelidir.
6-Stres yönetimi için kişisel önlemler alın
Çağın en büyük sıkıntılarından stresi doğru yönetebilmek önem taşımaktadır. Çünkü stres vücuttaki bütün sistemleri olumsuz etkileyerek her hastalığı tetikleyebilmektedir. Kanser dahil fiziksel ve psikolojik birçok rahatsızlığın temelinde bulunmaktadır. Bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudu enfeksiyonlara açık hale getirmektedir. Bu sebeple yeni yılda herkesin mutlaka stresle baş etme yöntemi geliştirmesi ya da bunun için planlama yapması gerekmektedir.
7-Egzersiz yaparak sağlıklı kalın
Egzersizin tipi ve süresi kişiye özel olmalıdır. Kişinin yaşına, fiziksel özelliklerine ve hastalıklarına göre belirlenmelidir. Egzersize başlanmadan önce mutlaka doktor kontrolünden geçilmelidir. Ağır egzersizler bilinçsiz bir şekilde yapılmamalıdır. Düzenli olarak yapılan egzersizler, stres seviyesini azaltır, kişinin kas kuvvetini artırır, dolaşımı düzenler ve hormonal dengeyi sağlar, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltır, hipertansiyon ve şeker hastalığının tedavisini kolaylaştırır. Her yaştan insanın kolaylıkla yapacağı egzersiz türleri arasında yürüyüş ve yüzme bulunmaktadır. Yüzme tüm kas gruplarını çalıştırır ve stres seviyesini düşürmektedir. Yürüyüş mutlaka orta ve yüksek tempoda yapılmalı, yürüyüş süresi 20 dakikanın üzerinde olmalıdır. Düşük tempoda yapılan ve kısa süreli yürüyüşün sağlık açısından faydası bulunmamaktadır. İdeal yürüyüşün sonunda mutlaka hafif yorgunluk hissi ve terleme olmalıdır.
8-Düzenli uyuyarak uzun yaşayın
Yeni yılı sağlıklı geçirmek için dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri de uyku düzenidir. Düzenli ve gece saatlerinde uyumak insan sağlığı için çok önemlidir. İdeal uyku süresi yaşa göre değişmekle birlikte 6-8 saat arasında değişmektedir. Normalden fazla veya az uyumanın vücut için faydası bulunmamaktadır. Uyku süresi ve kalitesinde ortaya çıkan bozukluklar sonucunda uzun dönemde bir takım sağlık sorunları meydana getirmektedir. Özellikle az uyuyanlarda yaşam süresinin kısaldığı bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Yeterli ve dengeli uyku kişiyi yeni güne hazırlar ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
YORUMLAR