Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarabya'daki Huber
Köşkü'nden video konferans yöntemiyle düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin
toplantısının ardından açıklamada bulundu.
Kovid-19 hastalığı ile mücadele kapsamında gereken
tedbirleri peyderpey aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak 30
büyükşehir ile Zonguldak iline araç giriş çıkışını belli istisnalar haricinde
durdurduklarını hatırlattı.
Sokağa çıkma sınırlandırmasını 65 yaş üstünün yanı sıra
20 yaş altı gençleri ve çocukları kapsayacak şekilde genişlettiklerini belirten
Erdoğan, pazar yerleri ve marketler gibi halkın toplu olarak bulunduğu mekanlarda
maske takılmasını zorunlu hale getirdiklerini, bunun yanında pazar yerlerinde
tahtalar arasındaki ayrılıklar konusunu ise hassasiyetle ele aldıklarını, bu
konularda valiliklerin bu süreci çok daha yakından takip edeceklerini ifade
etti.
Erdoğan, valiliklerin PTT ve e-devlet aracılığıyla talep
eden tüm vatandaşlara ücretsiz maske dağıtımına başladığını ve devam edeceğini
dile getiren Erdoğan, "Kesinlikle para ile maske satışı yasaktır.
Marketlerde verilen maskeler de ücretsizdir. Salgın bitene kadar
vatandaşlarımızın tamamına yetecek maske stokumuz ve üretim planlamamız vardır.
Devlet olarak tüm vatandaşlarımıza ücretsiz şekilde maske ulaştırmakta
kararlıyız. Ayrıca evlerinden dışarı çıkmak zorunda kalan vatandaşlarımızın, 3
adım veya 2 metreden daha yakın mesafede bulunmamalarını istiyoruz. Özellikle
sosyal mesafeye çok çok dikkat etmeliyiz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şehirde bulunan İl Hıfzısıhha
Kurulları ile uygulamaların yürütülmesinden sorumlu İl Pandemi Kurulları'nın
ihtiyaca göre gerekirse ilave tedbirler de geliştirebildiklerini aktararak,
şöyle devam etti:
"Hastalığı yayma tehlikesi olan bina, sokak, cadde,
köy, mahalle, belde ve hatta ilçe düzeyindeki kimi yerleri tümüyle karantinaya
alıyoruz. Evlerinde kalmalarını rica ettiğimiz 65 yaş üstü vatandaşlarımız ile
kronik hastalığı olanların ihtiyaçları için Türkiye'nin her yerinde Vefa Sosyal
Destek Grupları oluşturduk ki valiliklerimizin kontrolü altındadır. Bu ekipler
aracılığıyla şimdiye kadar 65 yaş üstü veya kronik rahatsızlığı olan 1 milyon
320 bin vatandaşımızın temel ihtiyaçlarıyla ilgili taleplerini yerine getirdik.
İlk, orta ve yüksek öğrenim öğrencilerimizin eğitimlerini
internet ve televizyon yoluyla yürüterek bu dönemi değerlendirmelerini temin
ediyoruz. Çalışan ve görevli olanlar dışındaki tüm vatandaşlarımızın evlerinde
kalmalarını sağlayarak, insan hareketliliğini asgari düzeye indirmekte
kararlıyız. Böylece önce virüsün yayılma hızını durdurmak sonra da geriletmek
suretiyle inşallah bu musibetten tamamen kurtulacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, test sayısında günlük 20 bini
geçerek hastaları tespit ve virüsün yayılmasını engelleme konusunda önemli bir
eşiğin daha aşıldığını ifade ederek, "Hastanelerimizde teşhis ve tedavi
konusunda herhangi bir sıkıntımız yoktur. Şu ana kadar hem sağlık hizmetleri
hem gıda ve temizlik malzemeleri tedariki hem de kamu güvenliği bakımından
hamdolsun kayda değer bir meseleyle karşılaşmadık." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortaya çıkan her gelişmenin
karşılarındaki tehdidin büyüklüğünü ve aldıkları tedbirlere uyulmasının ne
kadar gerekli olduğunu bir kez daha gösterdiğine işaret ederek, şunları
kaydetti:
"Bizi yakından ilgilendirdiği için Avrupa
ülkelerinin tamamıyla Amerika'daki gelişmeleri anbean takip ediyoruz. Kovid-19
hastalarımızın veya onları hastalığı bulaşanların veya onlara bulaştıranların
önemli bir kısmının Avrupa ve Amerika'ya seyahat geçmişlerinin olması, bu
ülkelerin tedbirleri vaktinde almadığının işaretidir. Şayet işin başında, bizim
gösterdiğimiz hassasiyeti bu ülkeler de sergilemiş olsaydı bugün hep birlikte
çok daha iyi bir durumda olabilirdik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şeye rağmen Türkiye'nin
sağlıktan gıda ve temizlik malzemelerine kadar acil ihtiyaç duyulan konularda
oldukça iyi bir yerde olduğunu belirterek, "Devlet, en çok da işte böyle
günler için vardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurumları ve imkanlarıyla 83
milyon vatandaşın istisnasız tamamının yanındadır. Milletimizin her bir
ferdine, devletine olan güveni ile sergilediği birlik, beraberlik, dayanışma için
şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
Türk milletinin İstiklal Harbi döneminde Gazi Mustafa
Kemal Atatürk'ün imzası ile yayınlanan Tekalif-i Milliye emirleri ile varını
yoğunu bağımsızlığı için ortaya koymuş bir millet olduğunu belirten Erdoğan, bu
vesileyle 10 başlık ve 55 maddeden oluşan bu emirleri özellikle hatırlatmak
istediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
"1. Her il ve ilçede Tekalif-i Milliye Komisyonu
kurulacaktır.
Her ev birer kat çamaşır, birer çift çorap ve çarık
hazırlayıp komisyonuna teslim edecektir.
Halkın ve tüccarın elinde bulunan dokuma ürünlerinin
yüzde 40'ına bedeli sonradan ödenecek şekilde el konacaktır.
Gıda maddelerinin yüzde 40'ına bedeli sonradan ödenmek
üzere el konacaktır.
Memleketteki tüm demirciler, dökümcüler, marangozlar,
sanayi imalathaneleri, ordunun ihtiyaçları için çalışacaktır.
Halka ait taşıtlar her ay ordu için 100 kilometre taşıma
yapacaktır.
Bütün sahipsiz mallara el konulacaktır.
Halkın elinde bulunan bütün cephane ve silahlar 3 gün
içinde orduya teslim edilecektir.
Yakıt ve makine yedek parçalarının yüzde 40'ına el
konulacaktır.
Bütün yük ve binek hayvanlarının yüzde 20'sine el
konacaktır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada görüldüğü gibi ülkenin bir
tehditle karşılaştığında devlet ve milletin el ele vererek tüm imkanlarını
seferber ettiğini söyledi.
Bugün de yaptıkları şeyin, bu olduğunu anlatan Erdoğan,
"Devletimiz milleti ile el ele vererek ülkenin tüm imkanlarını, salgın
döneminin yol açtığı sıkıntılar ve tehditlerle mücadele için harekete
geçirmiştir. Her ne kadar bazı kafalar, bu dayanışma kültürünü kavramakta
zorlanıyor olsa da hamdolsun milletimiz gerçekleri görmekte, üzerine düşenleri
bihakkın yerine getirmektedir." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, bu salgının üstesinden gelecek sadece imkana
değil, aynı zamanda morale ve kararlılığa da sahip olduklarını vurgulayarak,
şunları kaydetti:
"Karamsarlığa da rehavete de kapılmadan her türlü
ihtimali göz önünde bulundurarak tedbirlerimizi adım adım alıyor, hayata
geçiriyoruz. Vatandaşlarımızın her birinin temel ihtiyaç malzemelerine ulaşımı
konusunda sıkıntıya düşmemesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Alınan tedbirler
özellikle bu sebeple çalışmaya ara veren işletmelerimizi istihdamı korumaları
şartıyla kısa çalışma ödeneğinden, vergi ötelemesine ve krediye kadar her türlü
araçla destekliyoruz."
"İSTİHDAMIN
SÜRMESİ EN BÜYÜK KRİTER"
İstihdamın sürmesinin en büyük kriterleri olduğunu
belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu şartla üretimine ara veren veya azaltan
işletmelerimizdeki çalışanlarımızın ücretlerinin asgari ücreti geçmeyecek
şekilde üçte ikisini devlet olarak biz ödüyoruz. Bu ödemeleri de doğrudan
çalışanlarımızın hesabına yatırmak suretiyle gerçekleştiriyoruz. Aldığımız
tedbirlerle 2 milyondan fazla mükellefin muhtasar, KDV ve prim ödemelerini 6 ay
erteledik, gelir vergisi mükellefi 2 milyona yakın vatandaşımız mücbir sebep
hali kapsamına alınmıştır. Firmalara ve gerçek kişilere kredi ödemelerinin
asgari 3 ay erteleyebilmeleri için finansman desteği sağlıyoruz."
Erdoğan, kamu bankalarının müşterilerine pek çok kolaylık
ve destek sağladığını anlatarak, kredi geri ödemelerindeki süreyi de 90 günden
180 güne çıkararak takip sürülerini uzattıklarını söyledi.
İhracatçılara stok finansman desteği vererek üretimleri
sürdürmelerini teşvik ettiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kredi Garanti Fonu'nun destek rakamını ve
kapasitesini arttırdık. Belediyelerin salgınla mücadelesine destek vermek için
vergi payı ödemelerinden yapılan kesintileri 3 ay süreyle kaldırarak bu
kurumlarımıza 3 milyar liralık kaynak sağladık. Vergi, sigorta ve kredi geri
ödemelerinde sağladığımız kolaylıklara bir yenisini daha ekliyoruz. KOSGEB geri
ödeme desteklerinden faydalanan 136 bin işletmemize nisan, mayıs, haziran
ayları itibarıyla yapacakları banka kredi ödemelerini de erteleme imkanı sağlıyoruz. Bu ertelemeden kaynaklanacak
maliyeti KOSGEB üstlenecektir. Emeklilerimizi hem en düşük maaşlarını 1500
liraya çıkartarak hem de ikramiye ödemelerini öne çekerek rahatlattık.
Erdoğan, Tarabya'daki Huber Köşkü'nde video konferans
yöntemiyle düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı
açıklamada, 2 milyon 300 bin haneye daha yardım ulaştırmak üzere hazırlıklara
başladıklarını bildirdi.
Yevmiyeyle çalışan, günlük kazancıyla hayatını sürdürmek
zorunda olan veya hiçbir geliri olmayan vatandaşlara seslenen Erdoğan,
"Valilik ve kaymakamlıklarımıza telefonla başvurarak durumunu anlatmanız
veya elektronik devlet üzerinden başvurmanız halinde devletimiz sizlere de her
türlü desteği verecektir. 'Biz bize yeteriz Türkiyem' sloganıyla başlattığımız
kampanyamızda toplanan kaynak en başta sizler için kullanılacaktır. İhtiyacı
olan hiçbir vatandaşımız devletinden yardım istemekten çekinmesin."
ifadelerini kullandı.
Kampanyaya milletin gösterdiği teveccühün bu ülkenin
temellerinin ne kadar sağlam olduğunu bir kez daha ispatladığını dile getiren
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şu ana kadar kampanya hesaplarında toplanan meblağ
yaklaşık 1 milyar 500 milyon lirayı buldu. Ayrıca 43 milyon lira da SMS olarak
toplandı. İlaveten AK Parti Meclis Grubu hesabında da toplanan yaklaşık 5
milyon liralık meblağ da buraya aktarılacaktır. Banka, katılım şirketi veya SMS
mesajı vasıtasıyla kampanyaya destek veren her bir vatandaşımıza, her bir
kurumumuza teşekkür ediyorum. İş dünyamızı, sanat ve spor camiamızı,
hayırseverlerimizi, destek vermek isteyen tüm vatandaşlarımızı sürmekte olan bu
kampanyaya destek vermeye davet ediyorum."
"İNFAZ
DÜZENLEMESİ YARIN TBMM GENEL KURULU'NDA GÖRÜŞÜLMEYE BAŞLANACAK"
Salgınla mücadele için alınan her tedbiri hukuk devleti
ilkesine uygun şekilde yürüttüklerini ifade eden Erdoğan, idari düzenlemeleri
Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ve bakanlıkların genelgeleriyle; yasal düzenlemeleri
ise meclisle çalışarak kanun olarak hayata geçirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çerçevede kabine toplantımızda ayrıntılı bir
şekilde değerlendirdiğimiz kapsamlı bir yasa teklifini grubumuz vasıtasıyla
yakında Meclisin takdirine sunacağız. Kamuoyunun yakından takip ettiği infaz
düzenlemesi inşallah yarın TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanacaktır.
Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları'nın ikisinin de yapısında
değişikliğe gidiyoruz. Gıda, tarım, orman ve hayvancılık ile sağlık ve sosyal
politikalar kurulları oluşturuyoruz. Daha önce sağlık ile gıda aynı kurul,
sosyal politikalar ise müstakil bir kurulu olarak çalışıyordu."
"SALGININ
ARDINDAN DÜNYADA HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK"
"Rabb'imizin 'Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer
bildiklerinizde hayır olabilir.' diyerek tarif ettiği bir süreçten geçtiğimize
inanıyorum." diyen Erdoğan, şöyle konuştu.
"Yaşadığımız koronavirüs salgınının ardından dünyada
hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı açıkça görülüyor. Diğer ülkelerin ve
insanların sırtından kendilerine sahte bir refah düzeni kuranların devri artık
kapanıyor. Ekonominin sadece paradan, borsadan, faizden, spekülatif araçlardan
ibaret bulunmadığı, aslolanın yeterli üretim ve adil dağılım olduğu bir kez
daha ortaya çıkmıştır. Devlet ve vatandaşları arasındaki siyasi, ekonomik ve
sosyal ilişkilerin yeniden tanımlanacağı bir döneme giriyoruz. Bu yeni dönemde
tüm dünyada bizim 17 yıldır dilimizden düşürmediğimiz 'İnsanı yaşat ki devlet
yaşasın ilkesi.' ilkesi her ülkede yönetim sisteminin merkezine yerleşecektir.
Türkiye için bu dönem en az çok partili hayata geçtiğimiz, en az rahmetli
(Turgut) Özal'ın reformları, en az AK Parti'nin demokrasi ve ekonomi atılımları
kadar önemlidir. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan sanayiye, tarımdan enerjiye kadar
her alanda inşa edeceğimiz güçlü altyapının semeresini alacağımız bir devrin
eşiğindeyiz. Önümüzdeki bu yeni süreçte siyasi ve ekonomik olarak çok daha
güçlü bir konuma ulaşma imkanına sahibiz. Bunun için halihazırda yaşadığımız
dönemi en kısa sürede ve en az hasarla geride bırakmamız gerekiyor."
"ASIL BÜYÜK
MÜCADELEMİZ SALGIN SONRASINDA BAŞLAYACAKTIR."
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa bölgesinde salgının
artık zirve aşamasına geldiğini, yakında hissedilebilir bir gerilemenin
başlayacağını ümit ettiğini söyledi.
"Tek başına bizim bu salgını bitirmemiz
yetmiyor." diyen Erdoğan güçlü, insani ve ekonomik bağlarının olduğu bu
coğrafyanın tamamında bu sorunun çözülmesi gerektiğini belirtti.
Erdoğan, "Şu ana kadar aldığımız tedbirler ve
gerekirse alacağımız ilave önlemler, bütün bunlar sayesinde Avrupa ve dünya ile
paralel şekilde inşallah bu salgının üstesinden geleceğiz. Asıl büyük
mücadelemiz salgın sonrasında başlayacaktır. Üretimi mutlaka sürdürme vurgusu
yapmamızın sebebi budur. Çalışabilen her fabrikamız üretmeye devam
edecektir." dedi.
Çiftçilerin ekilmemiş tek karış toprak bırakmayacağını
ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hizmet sektörümüz hem içerideki hem dışarıdaki
bağlantılarını canlı tutacaktır. Kurulan yeni dünyada en güçlü şekilde yerimizi
almak için hep birlikte daha çok çalışacağız. Sadece salgın döneminin
kayıplarını telafi etmekle kalmayacak, inşallah çok daha büyük bir hamleyi hep
beraber gerçekleştireceğiz. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasının önündeki
engeller adeta kendiliğinden kalkıyor. Üretimimizi, istihdamımızı,
ihracatımızı, sanayimizi, ticaretimizi, altyapımızı hedeflerimize uygun şekilde
daha da güçlendirmek için hızlı bir şekilde başlatacağız. Bu süreçte
ülkemizdeki her bir vatandaşımızın emeğine, birikimine, kabiliyetine,
cesaretine, çalışkanlığına, bilhassa da gençlerin enerjisine ve heyecanına
ihtiyacımız olacak. İşçisinden işverenine, esnaf sanatkarından çiftçisine kadar
mal ve hizmet üretiminde yer alan tüm kesimler bu yeni döneme şimdiden
hazırlanmalıdır. Salgının önüne geçmek için evde kalarak geçirdiğimiz günlerde
depoladığımız enerjiyi inşallah yeni dönemde daha çok çalışarak, daha çok
üreterek değerlendireceğiz."
Erdoğan, Türkiye'nin istiklali ve istikbali için bugüne
kadar nice zorlukların üstünden milletle beraber geldiklerini belirtti.
Allah'ın yardımıyla bu sıkıntılı günleri geride
bırakarak, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını yine milletle beraber
tamamlayacaklarını dile getiren Erdoğan, "Sözlerime son vermeden önce
koronavirüs salgınında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet,
yakınlarına başsağlığı diliyorum. Sağlık çalışanlarımız, güvenlik
görevlilerimiz, gıda ve temizlik sektörlerinde vazife yapanlar başta olmak
üzere bu süreçte insanlarımıza destek olmak için canla başla hizmet veren
herkese şükranlarımı sunuyorum. Rabb'im, yar ve yardımcımız olsun. Sizleri bir
kez daha sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla." şeklinde
konuştu.
YORUMLAR