Prof. Dr.
Karabudak, “Yeni yıl bazılarımız için yeni başlangıçlar, yeni umutlar, yeni
hedefler, bazılarımız içinse süren yaşamın akışına bir saat geçişidir.
Düşüncemiz her ne olursa olsun yeni yıl sosyal paylaşımların en güçlü olduğu
gündür” dedi.
Yılbaşı günü daha
özenle kurulan aile sofralarında, muhabbetlerin ayrı bir keyif yaşattığını
belirten Prof. Dr. Karabudak, “Kendimizi özel hissetmek istediğimiz bugün
sofralarımıza konulan yiyecek ve içeceklerin çeşitleri daha özenle seçilse de beslenmemiz
aslında diğer günlerden farklı olmamalıdır” ifadelerini kullandı.
BOL SEBZELİ KAHVALTI GÜNE ZİNDE BAŞLAMAYA
YARDIMCI OLUYOR
“Alışılmış bir
günümüzde tükettiğimiz besinlerden daha fazla besin tüketebileceğimiz yılbaşı
günü daha yüksek kalori alabiliriz” diyen Prof. Dr. Karabudak, bunu önlemek
için şu noktalara dikkat çekti:
“Yılbaşı akşamı
sofraya çok aç oturulmamalıdır. Bu nedenle güne mutlaka kahvaltı ile başlanmalı
ancak kahvaltı içeriği hafif olmalıdır. Yumurta (haşlama tercih edilmeli), az
yağlı peynir çeşitleri, tam tahıllı ekmek, bol sebze içeren bir kahvaltı güne
zinde başlamanıza ve sağlıklı besinleri tüketmenize yardımcı olacaktır.
Gün içinde aşırı
yağlı ve yüksek karbonhidrat içeren (gözleme, katmer gibi) besinlerden uzak
durulmalıdır. Çorba, sebze yemeği, tavuklu/peynirli salatalar, yoğurt gün
içinde tercih edilebilecek besinler olabilir. Gün içinde yeterli sıvı alımı
sürdürülmeli tercihen su tüketilmelidir.
Sofrada yiyecek
çeşitliliği fazlaysa yiyeceklerin ve içeceklerin tüketilen veya ikram edilen
porsiyon büyüklüğü her zaman tükettiğimiz yiyeceklerin porsiyon miktarından daha
küçük tutulmalıdır. Böylece çok fazla besinin tadına bakma imkânı bulunurken gece
boyunca tüketilen miktar da abartılmamış olur.
Yılbaşı akşamı
soframızdaki birbirinden güzel yemeklere derin sohbetler eşlik edeceğinden
besinlerin büyük lokmalar halinde olmaması gerektiği gibi hızlı ve çok kısa
sürede yemek yerine, daha küçük lokmaları hem muhabbetin hem sofranın tadını
çıkararak daha yavaş ve daha uzun sürede yemek sağlık açısından daha
yararlıdır.”
Yılbaşı yemeği
açık büfe gibi çok seçenekli olarak hazırlanmış ise başlangıç olarak daha hafif
yiyeceklerin tercih edilmesi gerektiğini anımsatan Prof. Dr. Karabudak, “Bu
nedenle yılbaşı menüsü hazırlarken krema, mayonez içeren mezeler azaltılmalı,
kurubaklagil ve sebze ağırlıklı mezeler tercih edilmeli. Rus salatası yerine
humus, makarna salatası yerine çoban salatası daha sağlıklı alternatifler
olabilir” şeklinde konuştu.
YAĞDA KIZARTILMIŞ BESİNLERDEN KAÇINILMALI
Her zaman olduğu
gibi yılbaşında da yiyecekler hazırlanırken kullanılan yağ miktarının az olması
ve besinleri yağda kızartmaktan kaçınılması gerektiğini anlatan Prof. Dr.
Karabudak, şu uyarıda bulundu:
“Yağ içeriği
fazla olan yiyeceklerin yağlı suyu veya sosu süzülerek servis tabağına
alınmalı. Böylelikle daha az enerji alarak doygunluk sağlanıp, enerji içeriği
daha yoğun olan besinlerden daha az miktarda tüketim sağlanabilir.”
Yemeğe küçük bir
porsiyon kremasız, üzerinde bol yağ olmayan çorba ile başlanmasının doygunluğun
sağlanması açısından yararlı olacağını ifade eden Prof. Dr. Karabudak, ana
yemekte sunulan et yemeğinin yanında pilav, patates, makarna yerine ızgara
sebze garnitürlerinin tercih edilmesinin de önemli olduğuna vurgu yaptı.
Besin hazırlama
yöntemleri konusunda değinen Prof. Dr. Karabudak, “Eti kızartmak yerine,
önceden marine etmek, ızgara veya fırında pişirmek en iyi seçenektir. Gece boyunca besin çeşitliliği fazla
olacağından ekmek tüketim miktarına ve çeşidine de dikkat edilmelidir”
uyarısını yaptı.
Prof. Dr. Karabudak, yılbaşı akşamlarının tombalaya
eşlik eden olmazsa olmazı çerezler konusunda ise önerilerini şöyle özetledi:
“Tuzlu, yağ içeriği çok yüksek çerezlerden uzak
durulmalıdır. Tuzsuz mısır patlağı (popcorn), fıstık, fındık, leblebiler, az
tuzlu yöresel çerezler küçük kaplarda servis edilmelidir. Cipsler mümkünse evde
fırında hazırlanmalıdır. Cipsler neredeyse tamamı yağ olan mayonezle
tüketilmemeli, süzme yoğurt ve baharatlarla çeşnilendirilerek hazırlanmış
soslarla tüketilmesine özen gösterilmelidir.”
İÇECEK SEÇİMİNE DİKKAT ETMEK GEREK
Prof. Dr.
Karabudak, yılbaşı sofrasında gazlı ve şekerli içecekler yerine tercihin özellikle
evde hazırlanmış az şekerli meyve suları, yüzde 100 doğal meyve suları, ayran
ve kefir gibi içeceklerden yana olmasını önerdi.
Alkol alanları
uyaran Prof. Dr. Karabudak, “Besin alımına başladıktan sonra alkol alınmalıdır.
Midede yiyecek bulunması, alkolün emilimini geciktirir” gece boyunca su içmeye
devam edilmesinin enerji içeriği yüksek olan içeceklerin tüketiminin de
azalmasına yardımcı olacağını anımsattı.
Prof. Dr.
Karabudak, “Kalori içeren her bir bardak içeceğinizi bir bardak su ile
taçlandırırsanız geceniz rahat geçer” dedi.
MEYVELİ VE SÜTLÜ TATLILAR TERCİH
EDİLMELİDİR
Yılbaşına “tatlı yiyelim tatlı girelim”
diyenlerdenseniz, mümkünse meyveli ve sütlü tatlılar tercih ediniz” uyarısında
bulunan Prof. Dr. Karabudak, şöyle devam etti:
“Fakat seçimiz bir pasta ise pastanızı meyve veya
kestane ile hazırlanmış ve kreması az yağlı olan çeşitlerden seçebilirsiniz.
Tatlı servisinin zamanı da önemlidir ve çok geç saatlere kalınmadan yapılması
en doğru olanıdır. Tatlı tabaklarının içeriği azaltılarak taze veya kuru
meyveler eklenerek kalori içerikleri de azaltılabilir.”
Yılbaşı gecesi
besin ve içecek tüketiminde aşırıya kaçılması durumunda yapılması gerekenlere
değinen Prof. Dr. Karabudak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yılbaşı gecesi
yenilen besinler ve içecekler biraz fazla olduysa, ertesi gün baş ağrısı ile
uyanabilir ve kendinizi yorgun hissedebilirsiniz. Bu durumu kolay atlatabilmek
ve yeni bir yıla daha sağlıklı merhaba demek için güne su içerek başlamalı ve
gün içerisinde de su tüketimini sürdürmelisiniz. Güne kalori içeriği düşük,
besin değeri yüksek yiyeceklerle hazırlanmış bir kahvaltı ile
başlayabilirsiniz. Kendinize uygun olan bir fiziksel aktiviteyi seçebilir, açık
havada bir yürüyüş yaparak vücudunuzu ödüllendirebilirsiniz. Sağlıklı yeni bir
yıla huzur ve mutluluk içinde girmeniz dileğiyle.”
YORUMLAR