Alzheimer’in kadınlarda daha fazla görüldüğüne dikkat çeken Karakoç,
eğitim düzeyinin yüksek olması, Akdeniz diyeti ve zihinsel aktivitenin fazla
olmasının, Alzheimer’den koruyucu faktörler arasında yer aldığını belirtti. Uzm.
Dr. Mehmet Karakoç, “Alzheimer halk arasında bunama hastalığı olarak bilinen zihinsel
kaybın yaşandığı hastalık gruplarından bir tanesi. Halk arasındaki bunama
hastalığının yaklaşık yüzde 60’ını Alzheimer teşkil ediyor” dedi.
Alzheimer’in, beyindeki bazı bölgelerin fonksiyonlarını
kaybetmesiyle ilgili bir durum olduğunu kaydeden Dr. Karakoç, şöyle konuştu: “Hastalığın
sebepleri öncesi olsun sonrası olsun ve hastalık başlangıcından sonraki prodramal
dönem olsun kişilerin fonksiyonlarında veya işlevselliklerinde kayıplar yaşanan
bir hastalık. Esasında beynin belli bölgelerinde daha çok kayıp oluyor.
Temporal bölgesinin yanında başka yerleri de tutulabiliyor. Hastalığın
baktığımız zaman en büyük risk faktörü ileri yaş! Yaş arttıkça hastalığa
yakalanma riski biraz daha artıyor. Alzhaimer’in cinsiyet olarak bayanlarda daha
fazla görüldüğü belirtiliyor. Hormonal değişikliklerden dolayı kadınlarda daha
fazla oluyor. Menopoz öncesi ve menopoz sonrası yapılan araştırmalarda östrojen
hormonu üzerinde duruluyor. Bazı çalışmalar yüzde 100 desteklemese de hani çoğunluğu
hormonal değişiklerden dolayı kadınlarda biraz daha fazla görüldüğü söyleniyor.”
Eğitim düzeyinin düşük olmasının Alzheimer risk faktörlerini
artırdığını aktaran Karakoç, risk faktörleri ve koruyucu tedbirlere ilişkin şu
açıklamalarda bulundu: “Bunun yanında genetik faktörler var. Bazı genlerle
hastalığın taşındığı ve bu genleri taşıyanlarda hastalığın daha fazla görüldüğü
belirtiliyor. Yine eski dönemde kafatasında zarar olan kişilerde bu hastalık
daha fazla görülüyor. Guatrı az çalışan troid beziyle alakalı durumda risk
faktörü olabileceği söyleniyor. Tam tersi de koruyucu faktörlerde oluyor. Eğitim
düzeyinin yüksek olması, Akdeniz diyeti, zihinsel aktivitenin fazla olması,
Alzheimer’den koruyucu faktörler arasında yer alıyor. Birkaç kadeh kırmızı
şarabın da koruyucu faktör olduğu belirtiliyor. Bu hastalık en çok beynin
hipokampüsünü tutuyor. Tempral lobun bir kısmı hipokampüs. Bellek
fonksiyonlarında bozukluk oluyor. Unutkanlık oluyor. Unutkanlığı olan herkeste
ileriki yaşlarda Alzheimer var diyemeyiz. Ek bulgular olması gerekiyor.
Unutkanlığı olan bir kişide Alzheimer hastalığı var diyebilmek için dil becerisinde
konuşmada olsun, hastanın günlük işlerini yapmada sıkıntı olsun hobilerini eskisi
gibi yapmada zorlanıyorsa; mesela çalıştığı yerde işini devam ettirmede
zorluklar varsa Alzheimer belirtileri var demektir. Hani iş arkadaşları, işini
eskisi gibi yapamadığını fark edebiliyor. Hesap işlerinde olsun sıkıntılar
olabiliyor. Yine evinde olsun işlerini yapamama, adres bulamama gibi sıkıntılar
oluyor. Sadece unutkanlık hastalığı olduğu zaman Alzheimer olduğu söylenemez
bazı ek belirtilerin de olması gerekiyor. Davranış bozuklukları var mesela;
depresif belirtiler, aşırı cinsel aktivite artışı olsun veya başka davranışsal
bozukluklar olabiliyor. Bunları tek tek ele almak gerekiyor tek başına
unutkanlıkla olmuyor. Hepsiyle beraber ele aldığında bunlar da yetmiyor.
Alzheimer hastalığına benzer hastalıklar olduğu için bazı tetkikleri yapmak
lazım.”
Yaş ilerledikçe hastalığın görülme sıklığının da arttığına
işaret eden Dr. Mehmet Karakoç, “90 yaşında bu hastalığa yakalanma riski yüzde 50’ye
kadar çıkıyor. Yaş ilerledikçe hastalığın görülmesi artıyor. İleri yaş risk
faktörü olduğu için her 10 yılda yakalanma riski artıyor. 90 yaşına
gelindiğinde insanların yüzde 50’sinde Alzheimer görülme riski olduğu
belirtiliyor. Zihinsel aktivite bir şekilde olduğu zaman Sudoku olsun kitap
okuma olsun yani bir uğraş olduğu zaman beyin hücreleri daha çok çalışıyor. İster
istemez de bu uğraşların riski azalttığı söyleniyor. Tek başına olmasa da buda
koruyucu faktörlerden birisi. Zihnimizi sürekli aktif olarak çalıştırsak
hastalıktan bir şekilde koruyucu faktör olduğunu söyleyebiliriz. Zihinsel
olarak ne kadar aktif olursak riskinde bir o kadar düştüğünü söyleyebiliriz”
şeklinde konuştu.
ALZHEİMER BELİRTİSİ
OLANLAR AŞIRI PARA HARCIYOR
Alzheimer belirtileri alan birinde duygu durum
dalgalanmasının yanında aşırı para harcama gibi davranışsal bozuklukların da
olduğunu vurgulayan Karakoç, şöyle devam etti: “İçine kapanık mutsuz olabiliyor
veya öncesinde olmadığı gibi aşırı aktif davranışları olabiliyor. Bunun
yelpazesi çok geniş bir sürü davranış bozuklukları olabiliyor. Bu hastanın
yanına yakınları geldiği zaman daha önce olmayan davranışlar sergileyebiliyor.
Yersiz gülme olsun veya daha içine kapanık olabiliyor yakınları da bunu tespit
edebiliyor. Yani hastalarda bu şekilde değişiklikler olabiliyor. Sadece
unutkanlık olmuyor. Bu hastalıkta bir davranışsal değişiklikler var. Bir de
işlevsel bozukluklar var. İşte bellek-hafıza olsun, konuşma becerisi olsun dikkatlerde
yönelimde sıkıntı oluyor. Amacımız ilk hastalığı bitirici olmasa da yavaşlatıcı
tedavilerimiz var. Oral ilaçlarımız var. Bu tedaviye ne kadar erken başlarsak
tedaviden alacağımız verim de bir o kadar artıyor. Özellikle ileriki yaşlarda
unutkanlığı olup ek olarak da belirttiğimiz davranışsal etkilenimleri olan
günlük hayatta aksaklıklar olan kişilerin varsa Nöroloji doktoruna başvurup
gerekli tetkikler incelemeler yaptırıp bir an önce tedavi aşamasına geçilmesi
lazım.”
Kahramanmaraş’ta kırsal kesimlerde hayatını ikame ettiren
yaşlı nüfusa paralel Alzheimer hastalarının da fazla olduğunu ifade eden
Karakoç, “Yaşlı sayısı da fazla tabi ki hastalığın görülme sıklığı da fazla. İl
il çalışma yok ama köylerden ilçelerden çok hasta geliyor. Orada yaşayan çok
insan var. İlçelerde nüfus çok olduğu için Sübjektif olarak Alzheimer görülme
sıklığı da fazla diyebiliriz” diye konuştu.
YORUMLAR